Ay: Ağustos 2011
“Seni mutlu eden şeylere odaklan, seni üzen şeylere değil”
Seni mutlu eden şeylere odaklan, seni üzen şeylere değil.
İnsanların güzel ve olumlu özelliklerine odaklan, onların zaaflarına ve zayıflıklarına değil.
Seni kuşatan güzelliklere odaklan, sahip olamadıklarına değil.
Arkadaşlarının erdemlerine odaklan, hatalarına değil.
İş hayatında kazandıklarına odaklan, kaybettiklerine değil
Seninle ilgili söylenen olumlu sözlere odaklan, fesatlık, kötü niyet içeren sözlere değil.
Sağlık ve neşeyle geçen günlerine odaklan, üzüntülü ve acılı günlerine değil.
Güneşli günlere odaklan, bulutlu ve yağmurlu günlere değil.
Geleceğe ait umutlarına odaklan, kaçırdığın zenginliklere değil.
Verebileceklerine odaklan, ne olabileceğine değil.
“Sahici hayat halâ kurmalı saatlerde akıyor”
Serkisof marka, küçük ve kurmalı bir saat…
Yaklaşık bir aydır masamda mütevazi bir yer işgal ediyor, her saniyeyi canhıraş bir gayretle duyurmak için çıkardığı sesiyle.
Sorun şu ki bu bir ay içinde kurmayı unuttuğum için defalarca durdu. Saate bakma alışkanlığı olmayan ben, bir sıkıntıdan sıyrılabilmek için gözlerimi küçük serkisof’a kaydırdığımda durduğunu görüyorum. Her şeyin mekanik bir düzenlilikle sürdüğü modern hayatta, bir saati kurmak düşüncesini yitirdiğimi farkettim. Nasılsa her şey otomatik, her şey aynı sıkıcılıkla ilerliyor hayatımızda diye düşünürken, küçük serkisof şefkatli ellerle okşanmadığında susuyor.
Aşklar da böyle gerçekte. Ezber cümlelerin, ezber duyguların içinde aktığını varsayarken, gerçekte sevgilinin kalbine dokunmak gerektiğini unutuyor insan. Modern hayat; otomatik, mekanik, tekdüze, teksesli, naylon, kokusuz, steril, tek frekanslı aşkları dayatıyor hepimize. Oysa aşk, masa üstündeki kurmalı saattir. Gözlerine bakmayı, ellerine dokunmayı gerektirir. Dostluklar da böyle bir yanıyla.
Siz sanırsınız ki, o eski dostlar bıraktığınız yerde aynı mekanik döngüyü sürdürürler.Öyle değil. Dostlarda kurmalı saatler gibidir.; onların da kalplerine dokunmalısınız. Teknoloji kola takıldığı anda çalışan saatleri icat etse de, sahici hayat halâ kurmalı saatlerde akıyor…
30.08.2010